ANİME ÖNERİLERİ | ANİME 1



  1. Yumeiro Patissiere

 Bu animenin, en ilk izlediğim animelerden olduğunu söylemek istiyorum. Küçük yaşlarda, Türkçeye çevirilmediğinden İngilizce altyazılı okumak durumunda kalsam da bu durumdan zerre rahatsız olmamamış, keyifle izlemeye devam etmiştim.

 Animenin baş kahramanı, İchigo Amano ilk bölümlerde kendi hayallerinin ne olduğunun ve bunun peşinde koşmanın getireceklerini öğrenmeye başlıyor. Kardeşinin piyano resitalinden sonra, kardeşiyle birlikte kek yemeye giden İchigo, Henri-sensei ile karşılaşır. 

 Henri-sensei kekini ona ikram ettikten sonra İchigo'nun ortaya çıkan yorumuyla onu St. Marie Akademisine bir pastacı olması için davet eder. Animenin bütününde onun karakter olarak gelişimini ve diğer arkadaşlarıyla etkileşimini ve bol bol yemek görüyoruz... bol bol yemek.






  Her bölümde neredeyse, mükemmel yapılan parlak yemekler -daha doğrusu tatlılar- görecekiniz. Bu anime ilk başta manga yani çizgi roman olarak başladığı dönemde, yapılan tatlıların tarifleri ekleniyordu. Tatlıyla pek aram olmsa da, benim de ağzımın sulandığı birçok bölüm vardı.. 



  Animenin toplam 2 sezonu var. Birinci sezonu 50 bölüm, ikinci sezonu ise 13 bölümden oluşuyor. Türk Anime sitesinde ikinci sezon henüz tamamen bitmemiş olsa da güncel olarak çeviriler geliyor. Birinci sezonun bu kadar uzun olması gözünüzü korkutmasın, çok hızlı akıyor. Ağır ve kafanızı yoracak bir şey aramıyorsanız, çerezlik izlenebilecek bir şey.

  Asıl olarak daha küçük yaş gruplarına hitap etmesi için yayınlanmış olsa da, bütün yaş gruplarının keyif alabileceğini düşündüğüm bir anime.




   2. Kuroshitsuji

 Victoria döneminde İngiltere’nin en asil ailelerinden biri olan Phantomhive’lar bir yangın sırasında hayatlarını kaybederler.

Yangının ardından kaybolan Phantomhive’ların tek oğlu 12 yaşındaki Ciel Phantomhive; yanında Sebastian Michaelis adlı her konuda mükemmel bilgiye, terbiyeye ve yeteneğe sahip olan bir hizmetkarla birlikte 2 yıl sonra aniden ortaya çıkarak tüm malvarlıklarının ve işlerinin yönetimini devralır. Bir yandan da Sebastian’la birlikte, Kraliçe Victoria’nın ilgilenmesini istediği Londra’daki gizli davaları çözmektedir.

Ancak madalyonun arka yüzünde aslında Sebastian, Ciel’in geri dönebilmek için anlaşma yaptığı bir şeytandır...






 Bu animenin genel olarak, belli konu başlıklarını işleme şeklinden çok hoşlanıyorum. Doğaüstü figürler olarak şeytanlar ön planda olsa da, melekler ve ölüm tanrıları -animede Shinigami olarak geçiyor- da var. 

 Kötülük ve iyilik kavramları, karakterlerin geçmişlerinde yaşadıklarını yansıtma açısından başarılı olduğunu düşünüyorum. Acı dolu sırları barındıran bu anime boyunca, karakterlerin söyledikleri büyük bir etki yaratıyor.

 Hikayenin ana karakterleri, Ciel ve Sebastian'ın ses aktörleri başka animelerde çok sevdiğim karakterler için de seslendirme gerçekleştirmişler. İkisinin sesi de karakter profiline çok iyi oturmuş bence. Anime izlerken özellikle seslerinin beni çekmesi önemli çünkü bu karakterleri yaşatan bu bana kalırsa.




 Animenin şu an toplam 4 sezonu var ve bölüm aralığı her birinde değişkenlik gösteriyor ama en uzun olanı 25 bölümden fazla değil. Kuroshitsuji: Book of Atlantic adı altında bu sene çıkmış olan ama henüz Türkçe çevirisinin olmadığı bir filmi çıktı. Kuroshitsuji serisi, mangasında olan hikaye parçalarının sırasına göre o kısma yönelik sezonlar çıkarıyor. 

 Serinin animesinin yanında, İngilizce olarak mangasını da takip ediyorum ve şu an güncel bölümdeyim. Eğer okuma imkanınız varsa, animeyle beraber zaman akışında ayrılan bölümlere göre sezonlarla birleştirip okumanızı tavsiye ederim.



  3. Kuroko no Basket


  İlk bölümünü izledikten sonra sıkılarak bıraktığım, ardından 1 hafta geçmeden ablamın tavsiyesiyle yeniden izlemeye devam ettiğim bir anime serisi. Her pazar günü, oturup kahvaltımı bilgisayar karşısında bu animeyi izlerken yaptığımı hatırlıyorum ve kesinlikle bende bir anısı olanlardan biri. 

 Teikou Orta Okulu'nun efsanevi basketbol takımı, bütün takımları yenmesi ve kupaları almasıyla "Mucizeler Takımı" ünvanıyla ün salmıştır. Orta okulun bitmesi ve lisenin başlamasıyla ise takım dağılmış, takımın her bir üyesi farklı liseye gitmiştir.

Bu takımın bir üyesi olan Tetsuya Kuroko da Seirin Lisesi'nde okumaya başlamıştır. Burada basketbol takımına giren Kuroko Mucizeler Takımı'nın üyesi olmasına rağmen oyundaki yeteneksizliğiyle herkesi şaşırtır.

Fakat, Kuroko'nun esrarengiz yeteneği onu müthiş bir takım oyuncusu yapmaktadır. Takımın diğer bir yetenekli oyuncusu olan Taiga Kagami ile beraber, diğer takımlara üstün gelerek en iyi olmayı amaçlayacaklardır.






 Basketbolu neon ışıklarla birleştiren anime, bir dönem benim de bu sporu yapmama isteğimin canlanmasına neden olmuştur... Gerçekten NBA maçlarının insanların yaşamlarını yansıtan -daha az drama içerikli- reality showlarla biraz karışımı diyebilirim. Karakterlerin büyüdüklerini, olgunlaştıklarını izlerken aynı zamanda katıldıkları maçlarda sergiledikleri performansları izliyoruz.

 (Animede Zone adı verilen, basketbolu en kusursuz şekilde oynama şeklini aşağıdaki GIF'te paylaşıyorum.) 




 Anime toplam 3 sezon ve birkaç filmden oluşuyor. MyAnimeList sitesinden, üçüncü sezondan başka bir şey gelmeyeceğini kontrol ettim. Mart ayında, Last Game adlı filmi çıktı ve bu filmde herkesin beklediği kilit noktalardan bir olay gerçekleşiyor. Filmi henüz izlememiş olsam da, mangasını okuduğum için olayları az çok biliyorum.

 Üçüncü sezondan sonra Kise'nin Kurokocchi deyişleri, Aomine ve Kagami'nin kavgaları ve Kuroko'nun sessizce onlara bakıp gülmeleri, maç aralarında koçlarla yapılan konuşmaları hâlâ arıyorum. 

 Karakterleri karıştırmamak için isimlerini ezberlediğimde, Japonca rekleri içerdiklerini fark etmiştim ve bu, dili öğrenme yolunca renkleri ezberleme aşamasını atlamamı sağladı...

 Gerçekten içinizdeki o kıvılcımın fitilini oluşturabilecek ve gülüş kaynağınız olabilecek bir anime. 



 4. Kamisama Hajimemashita

 Tilkilere beslediğim sevginin bu animeyi izledikten sonra daha da çoğalmasını sağlayan net Kamisama Hajimemashita'dır. 

 Hikayenin ana karakteri, Momozono Nanami'nin babası pislik herifin tekidir ve kimsesi olmayan biricik kızını, büyük bir borcun altında bırakarak evden kaçmıştır. Aynı gün icra memurları gelir ve Nanami kendisini bir çanta dolusu eşyasıyla parkta bulur. Kalacak bir yeri veya gidecek kimsesi yoktur. 




 Zavallı kız hayat bundan daha kötü olamaz derken bir köpek tarafından kovalanıp ağaca tünemiş bir adam görür. Ona yardım edip köpeği kovar ve adam da karşılık olarak Nanami'yi alnından öper ve ona kendi evini vereceğini söyler. Kandırılma riskini göze alarak adamın tarif ettiği yere giden Nanami kendini perili gibi görünen bir tapınakta bulur. Dahası bu tapınak sahiden de "perili"dir ve Nanami orada pek de hoş karşılanmaz.





 Toplam iki sezonu var ve en fazla 13 bölümden oluşuyor. Özellikle Tomoe karakterinin -tilki kılığına girebilen bir şeytan- hayatında iz bırakmış olayların acısıyla nasıl başa çıkacağını, geçmişinin ona etki etmesini engellemeyi öğrenmesini izlemek güzeldi. Nanami'nin saflığı ve Tomoe'yi kabuğundan çıkarmaya yardım edişi, iki sezon boyunca ilgi çekici bir olay örgüsü oluşturuyor.





   5. Soul Eater


 Silah teknisyenleri yetiştiren Shinigami teknik okulunda geçen seri, her biri birer silah teknisyeni ve insan silahtan oluşan iki kişilik üç takımın çevresinde dönüyor. Teknisyenler, silahlarını bir Ölüm Tırpanı'na dönüştürüp Shinigami tarafından kullanılmaya uygun hale getirmeye çalışıyorlar. Bunu gerçekleştirmek içinse, 99 şeytan insanın ve bir cadının ruhunu toplamaları gerekiyor.


                                      


 İzlerken açılış şarkısı Resonance her çaldığında dinlemek istesem de, zamanımı değerlendirmek için atlamak zorunda kalıyordum. Bu şarkının piyano coverlarını bile dinlerken, animenin ruhunu hissedebiliyorsunuz. 

 Animenin sadece bir sezonu var ve toplam 51 bölümden oluşuyor. Yakın zamanlarda Soul Eater Not! adında bir seri çıktı ve orada ana karakterleri görmeniz mümkün ama çizim ve ruhunu o animede bulmanız mümkün olmayacağı için izlemenizi tavsiye etmiyorum.

 Ruhların peşinden koşarken karakterlerin kişiliklerini de yakından görme fırsatı yakalıyoruz. İlk üç bölümde: Maka, Black Star ve Death The Kid silah kullanıcılarıyla ayrı ayrı tanışıyor, ardından hepsinin bir takım olarak çalışmalarını izliyoruz.

 Animenin sonuna kadar hiçbir izleyenin Crona'nın cinsiyetini bulamadığını ve çizen sanatçının kesin olarak hiç açıklamada bulunmadığını da eklemek istiyorum. Ben daha çok kız olduğunu düşünüyorum ama animelerde trap durumu yaygın olduğundan kesin bir şey söylemeyeceğim.





  Umarım tavsiye ettiğim ilk animelerimin olduğu listeyi beğenmişsinizdir. İzlemeye karar verenler için iyi seyirler ve keyifli anlar diliyorum...




— Günün Alıntısı —

"Gerçek şu ki: herkes canını yakacak. 
Senin sadece acı çekmeye değer kişiler bulman gerekiyor."

- Anime: Darker Than Black





Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.