ANNE WITH AN E, 1. SEZON | DİZİ 1
Konu Özeti: 1890 yılında geçen Anne, öğretmen olan ebeveynlerini küçük yaşta kaybettikten sonra yetim kalan kızıl saçlı bir kızın hikayesidir. Bir süre amcası ve yengesi ile birlikte yaşadıktan sonra amcasının ölümü ve yengesinin şehre taşınmasının ardından ortada kalmıştır. Sığınmacı olarak bazı ailelerin yanına verilmiş ve sonunda yetimhaneye yerleşmiştir.
Yetimhanede yaşadığı talihsiz bir olay sonucu Marilla Cuthbert ve erkek kardeşi Matthew'e evlatlık olarak verilmiştir. Yerleştiği bu küçük kasabada parlak zekası ve sonsuz hayal gücü ile herkesin hayatında olumlu değişiklikler yapacaktır. Tüm bu acılarla dolu yaşamına rağmen o cıvıl cıvıl, yaratıcı ve sevgi dolu yüreği ile dünyada bir yer edinmek için savaşır.
Henüz bir sezon olmasına rağmen, beni etkilemeyi başaran ve ikinci sezonunu heyecanla bekleten bu dizi bende iz bırakanlardan. Gece 12 sularında keşfettiğim -o zamanlar Türkçeye çevirilmemişti- ve sabah 7'de, kafamı yastığa gömerek gözyaşlarımın aktığı anlar yaşadım. Birkaç saat uyuduktan sonra, diziyi her ne kadar çabuk bitirmek istemesem de sonlandırdım.
Diziye başlayanlar kendilerini feels sendromu için hazırlasın çünkü dizinin her bölümü, duygularınızın sürekli olarak değişmesine neden oluyor. Bir anda ağlarken diğer yanda gülümseten, yaşanan gerginliğin sonucunda kaşlarınızı çatmayı başaran bir dizi.
Bunu bir arkadaşıma daha tavsiye edişim üzerine o da bir günde bitirdi ve anında Green Gables fandomunun bir parçası haline geldik.
Dizide Anne'in tuhaflığına uyduruların sözlerin aksine, daha ilk görüşümde içindeki hayat ışığına hayran kaldım. İzlemesi, bir sonraki adımını seçerken geçirdiği anları onunla birlikte tecrübe etmesi için başarılı bir karakter olduğunu düşünüyorum.
Anne'in Cordelia rolunu üstlendiği zamanlarda, perdenin önüne geçerek ışığın önünde dans ettiği sahneler öylesine doğal görünüyordu ki ben de orada olmak istediğimi düşünüp durdum.
Anne'in, kelimelerle yeteneğinden dolayı insanların ona tuhaf bir şekilde bakarken arkadaşlarının kalbini kazanarak aslında olduğu kişi olmayı sürdürmesi harikaydı. Anne ve ailesinin birlikte ilişkilerinin gelişimi, onun aileden bir parça olduğundaki tepkisi kesinlikle görmeye değer.
Anne'in yanında, bir de Gilbert Blythe karakterimiz var...
Bana kalırsa, 8 bölümden oluşan bu sezonda bazı özellikleri sıkıştırılmış gibi geldi. Beklenmedik bu sahnede -yukarıdaki GIF- izleyicilere parça parça bu anı doğuracak karakteristik özelliklerini göstermedikleri için bazı anlar pek doğal değildi. Gilbert'ın bunu yapmak istemesinin neyden kaynaklandığını deneyimleyemedik.
Arkadaşlığı ve duyguları çok iyi bir şekilde ele aldığını düşündüğüm bu seride, birkaç durum gözüme çarpsa da genel olarak beş üzerinden dört yıldız veriyorum.
Bu dizinin aynı zamanda geçmişte, Lucy Maud Montgomery tarafından yazılan roman Yeşilin Kızı Anne'den esinlenerek ortaya çıkarılan uyarlamaları da mevcut. Kitabı okumadım ve diğer uyarlamaları da izlemedim ama bu Netlix orjinal serisini sizlere tavsiye ediyorum.
Umarım 8 bölümde duygularını uçlarınıza kadar hissedersiniz. İzleyenlere iyi seyirler diliyorum...
Hiç yorum yok: