LİSENİN İLK GÜNÜ | OKUL 1



  Okulun ilk haftasını geride bırakırken, herkesin haftasını verimle geçirdiğine inanıyorum. 18 Eylül'den itibaren geçirdiğim yoğunluğu sizlerle paylaşacağım.

  Yaz boyunca verimli geçirdiğim anların yanında, yoğun bir program içerisinde olmayı da seviyorum. İlerlemek istediğim alanlarla sürekli olarak uğraşmak benim için çok tatmin edici oluyor.

  Ama günler neden yalnızca 24 saat...




  Bildiği okulunda devam edenlerin yanında: liseye ve üniversiteye veya yeni bir okula başlayanlar için bu süreç bilinmezlikle doluydu. Ben yeni bir okulda, dokuzuncu sınıfın ilk döneminin ilk haftasına başlamış durumdayım.

   Herkes kafasında nasıl arkadaş edineceği konusunu çevirirken, ilk günlerin bile kendi okulumda pürüzsüz bir şekilde geçtiğini söyleyebilirim. Sekizinci sınıfı birlikte okuduğum, iki senedir tanıdığım bir arkadaşımla ayın liseyi kazandık ve ben A şubesine girerken o da B şubesine girdi.

  Onun sayesinde okulun ilk günü tanıştığım eski bir arkadaşıyla ben aynı sınıfa düştüm ve böylece sıra arkadaşı olduk. Altıncı sınıftan bir arkadaşımın da eski oturduğu yerden taşınarak bu okulu kazandığını gördüğümde şaşırmıştım ama şimdi alışmaya başlıyorum.

   Hangi okulu kazandığımı, mezun olacağım sene içinde söyleyebilirim diye düşünüyorum fakat yine de okuldan bahsedeceğim. Öğretmenleri ve çevresinin gayet iyi toplandığını düşünüyorum. Büyük sınıflar belki diğer okullarda sürekli sizleri rahatsız ediyor olabilir ama burada karşıma çıkan -çoğunlukla herkes- birbirine karşı saygıyla yaklaşıyor.

   Okul öğrencileri birçok açıdan birbirinden farklı ve çeşitlilik yaratıyorlar. Herkesin bakıç açışı farklı ve yapmak istedikleri, ilerlemek istedikleri bir alan var.

   Okulum eğitim başarısının yanında, sosyal etkinliklere çok önem veren bir okul. Müzik ve spor konusunda kendini kanıtlamış, yabancı dil, bilimsel ve teknolojik projelerde de yarışmalara katılıyorlar. Bu süreç içerisinde elimden geldiğince hepsine göz atmaya çalışıyorum.

   Gelelim derslere...


  Ders açısından özellikle aşırı yoğun bir hafta geçirdim. Okuldan eve gelişim iki-üç saat sürdüğü için, öğlen beş gibi ancak eve gelebiliyorum. Bu haftanın fazlasıyla sıcak olması nedeniyle, düşen enerjimi eve gelip iki saat uyumadan atamıyordum.

  Daha sonrasında kalkıp ders tekrarına, ödev yapmaya ve kitap okumaya geçiyordum. Bu uzun servis yolculuğu, kitap okumam açısından bana zaman kazandırıyor en azından ve günde 100 sayfa okumayı başarabiliyorum. Aynı zamanda günlük Dualingo derslerimi de bu sırada yapıyorum.

  Henüz fazla bir konu işlememiş olsak da, bir gün hariç her gün dersleri düzenli olarak işledik -arada hocaların boş bıraktığı dersler oluyordu tabii, sıcaktan dolayı vs.- ve hocalar da ödev verdi. En çok vaktimi ödevleri yaparken buluyorum.

  Bugün 4 saat 15 dakika boyunca ödev ve özet çıkarma işleriyle uğraştım. Sıcak varken bunları yapmak çok zorlayıcı oluyordu ama hafta sonu işlerimi rahatlıkla gerçekleştirebildim.


  Bu hafta Japonca derslerime, kitap yazma planlamaya ve spora pek vakit ayıramadım; ama bu ay içerisinde programımı düzenlemiş olurum diye düşünüyorum. Saatleri ve yorgunluk seviyemi tespit ettikten sonra saat tablomu da çıkaracağım.

  Yarın başlayacağımız hafta içerisinde şu an taslak halinde olan bir seri yorumunu hazırlamaya, bu defa kendi fotoğraflarımı çekip sizlerle paylaşmak istediğimden sıkı çalışacağım. Ekim ayına kadar blog yazıları yavaş yavaş gelecektir. En yakın zamanda düzene oturtacağım diye düşünüyorum.

   Ders çalışma ve odaklanma önerileri gibi postları diğer yazıların yanında, değişiklik olması amacıyla paylaşacağım. Okul konusunda öneri isteyenlerin soruları olursa yorum bırakmayı unutmayın.

  Instagram'da @sue_ksp kullanıcı ismiyle açmış olduğum hesabı da takip ederseniz, yavaşça her sosyal medyaya yaptığım güncellemeleri de orada da göreceksiniz. Bundan sonra orada daha aktif olmayı deneyeceğim.



   
Kedinize iyi bakın, herkese iyi çalışmalar...


Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.